Musa Anter Kimdir ? Hayatı Eserleri Sözleri
Kürtleri en iyi anlatan Musa Anter..
Kürt Şair Yazar Gazeteci olan Musa Anter 1920 yılında Mardin Nusaybin’de dünyaya gelmiştir.Musa Anter Kürtler arasında Apê Musa(Musa Amca) ismi ile de anılmaktadır.
Hayatı
Musa Anter | |
---|---|
Mahlas | Apê Musa (Musa Amca) |
Doğum | 1920 Eskimağara, Nusaybin/Mardin |
Ölüm | 20 Eylül 1992 (72 yaşında) Diyarbakır |
Etnik köken | Kürt |
Meslek | Yazar, şair, gazeteci |
Dönem | 1959-1992 |
İlk eseri | Birina Reş / Kara Yara (1959 |
Musa Anter 1920 yılında Mardin’in Nusaybin İlçesine bağlı Ziwing(Eskimağara) köyünde doğmuş ilkokulu burda okumuş ortaokul ve liseyide Adana’da okumuştur.Annesi Fesla Hanım ilk kadın muhtarlardandır.Kürtler’in içinde bulunduğu durum Musa Anter’in
okuma aşkını ateşlemiştir ve halkımız için kalem ile mücadele edilmesi
gerektiğini savunmuştur.Silahla çözüm olmaz görüşünü savunduğu için Öfkesiz Kürt olarak da anılmıştır.
Musa Anter İstanbul Hukuk Fakültesini bitirdikten sonraAbdurrahim Rahmi Zapsu’nun kızı Ayşe Hale ile evlenmiştir.Aynı zamanda Ayşe Hale, Cüneyt Zapsu’nun halasıdır.Musa Anter ile Ayşe Hale evliliğindenAnter,Rahşan ve Dicle isimlerinde 3 çocukları dünyaya gelmiştir.
Musa Anter’in Siyasi Hayatı
Musa Anter yaşamı boyunca Kürtçe Türkçe sözlük dahil birçok kitap yazmış,kitaplarında Kürtçe yazılar kullandığı için soruşturmalar açılmış yıllarca hapis yatmıştır.
Yusuf Azizoğlu ve Canip Yıldırım ile birlikte İleri Yurt Gazetesi’ni çıkaran Musa Anter ,gazetede yayınladığıKürtçe şiiri “Qimil / Kımıl” nedeniyle 1959 yılında 49’lar Davası kapsamında idamla yargılanmıştır.
Musa Anter, Devrimci Doğu Kültür Ocakları, Halkın Emek Partisi, Mezopotamya Kültür Merkezi ve İstanbul Kürt Enstitüsü’nün kurucularındandır.
Deng, Barış Dünyası,Yön Şark Postası, Dicle Kaynağı Azadiye Welat, Yeni Ülke, Özgür Gündem, Rewşen ve Tewlo gibi gazete ve dergilerde yazmıştır.
Musa Anter’in Hapis Yılları
Kürtçe şiiri “Qimil / Kımıl” sebebiyle 1959 yılında 49’lar Davası’nda idamla yargılandı. 27 Mayıs Darbesi’nde aftan yararlanarak serbest kalan Anter, 1963’te 23’ler davası ile tekrar cezaevine girdi. Mamak, Sultan Ahmet, Balmumcu, Seyrantepe ve Nusaybin cezaevlerinde yattı.12 Eylül Darbesi’nden sonra yine tutuklandı. Hayatı boyunca toplam 11,5 yıl hapis yattı.
Musa Anter’in Kürt Sorununa Yaklaşımı
Musa Anter,Kürt Hareketi’nin silahsız mücadele edilmesi gerektiğini savunmuştur.Bundan dolayı Yaşar Kemal ona”Öfkesiz Kürt” lakabını takmıştı.Ama kalem ile mücadele eden Musa Anter Kürdüm
dediği için soruşturmalar açılmış,yazdıkları kitaplarda Kürtçe şiirler
yazılar geçtiği için yıllarca hapis yatmıştır.Yani Kürtlerin silahsız
mücadeleleri de hep engellenmiştir.
Musa Anter’in Pkk İle İlgili Sözleri
Musa Anter, 1950’lerden beri savunduğu Kürt ve Türk kardeşliği söyleminden uzaklaşmamış olsa da doğal olarak dönemin havasından etkilenir ve PKK’ye karşı yürütülen çok boyutlu devlet politikasının ve söyleminin çelişkisinin altını yazdığı bir yazısında şöyle der: “Devlet organlarının ikide bir ‘Biz PKK’nin kökünün kazıyacağız’ demeleri, bize soykırım tehdididir. Zaten onların kökü biziz… Çocuklarımız zulümden, hürriyetsizlikten, anadillerini konuşamamaktan, kendilerine her yerde hain gözü ile bakılmaktan… Kürdistan dağlarına çıktılar.”
Musa Anter’in oğlu Dicle Anter bir söyleşide;
”Babam eşit yurttaş olarak bu ülkede, barış ve huzur içinde yaşamanın koşulları olduğunu defalarca söylemiştir. Kendi yaşadığı dönemde de, sonra da Kürtlere karşı inkâr ve imha devam etmiş, halen de devam etmektedir. Babam” Cumhuriyet kurulurken yanlış kurulan denklemin sonuçları da hep yanlış çıkar” derdi.
Öyleyse ne yapmalıyız? Tabi ki denklem çözmeyi bilenlerle denklemin yanlışlarını bulup en doğru sonuçlara ulaşmalıyız. O zaman Musa Anter’in mirası hepimizi bir ömür boyu barış ve huzur içinde yaşatır, torunlarımızın torunlarına yeter de artar…” açıklamasını yapmıştır(evrensel)
1960’lardan itibaren kendisini yakından tanıyan Arslan Kılıç’a göre Musa Anter
“Ender rastlanan renklilikte bir kişiliğe sahipti. Dost ve arkadaş canlısıydı. Sofrası gibi gönlü de genç-yaşlı, cahil hâkim, Türk-Kürt herkese açıktı. Kıvrak zekâlı ve hazırcevaptı. En ciddi konuları bile, kıvrak zekâsının ürünü olan mizahının imbiğinden süzdüğü öykü ve masallarla süsleyerek anlatırdı. Bu tarz, kendisini ve meramını karşısındakine en kavratıcı şekilde iletmesini sağlıyordu. Yine bu tarz onu, gazeteciliğin günlük fıkra yazarlığı dalında ilgiyle izlenen bir yazar olmasını sağlamıştı. Terbiyeli, ince ve zevk sahibi bir insandı. Ama yeri gelince, en okkalı küfürleri savurmaktan çekinmezdi. Ama bu durum onda hiçbir zaman bir çiğlik ve kabalık olarak görünmezdi. Toplam olarak
bakıldığında Musa Anter, Türkiye’nin ihtiyacı olan bir aydındı. Türkiye’nin düşünce ve kültür hayatına, birikiminden, kültüründen ve yeteneklerinden çok şey katacak bir aydındı. Türkiye’nin siyasi yaşamına kalite katacak bir siyasi deneyim ve tarih birikimine sahipti. Maalesef Türkiye’yi yönetenler, önce Cumhuriyetin kireçlenme yıllarının dar kafalılıkları, sonra da Atlantik sistemine bağlanmanın yarattığı gericilik nedeniyle, birçok değerli aydın gibi Musa Anter’in de değerini anlamadı. Ona kıyıcı davrandı. En sonunda alçakça bir Gladyo tuzağı ile öldürülmesi, bu kıyıcılığın zirvesini oluşturdu…”
Kürtçe şiiri “Qimil / Kımıl” Olayı Nedir ?
İleri Yurt gazetesinde ‘Amma Ne İleri Yurt’ adlı hiciv sütununda ‘Qimil’ (Kımıl) adlı Kürtçe bir şiir yayımlanmıştı. Şairin adı Musa Anter’di. Kürtçe şiirin teması şuydu: Siverekli bir kız, kımıl zararlısı tarafından samana döndürülmüş bir torba buğdayı çerçiye götürüyor, çerçi buğdayın işe yaramadığını görünce, buğdaya karşılık mal veremeyeceğini söylüyordu. Kızcağız da yüzyıllardır gelenek olduğu üzere, üzüntüsünü bir türküyle dile getiriyordu: Şiirin Türkçesi şöyleydi: ‘Dağa tırmandım amca, zavallı dağ mahzunlaştı/Arpa olgunlaştı amca, buğday un ufak oldu biçare/Kımıl geldi amca, kafile halen de zavallı/Buğdayı yedi, geride samanı bıraktı zavallı…’ Yazar yazının sonunda şiirin kahramanı kıza şöyle diyordu: ‘Üzülme bacım, seni kımıl, süne ve sömürenlerin zararından kurtaracak kardeşlerin yetişiyor artık.’
Ankara Kürt Uyanışından Endişelendi
Kımıl aracılığıyla ima edilenler (hele de bu ima edilen Kürtçe olunca) Ankara’nın hiç hoşuna gitmedi, affetmedi. 6 Eylül 1959 tarihli Cumhuriyet gazetesinde “Doğu illerimizden birinin merkezinde çıkan bir gazetede anlaşılmaz sebeplerle Kürtçe bir şiir neşrediliyor” dendikten sonra “İnsaf edelim. Bu Doğu ili İstanbul değil ki, 20-30 gazete çıksın da insan meşgul bir gününde hepsine bakamasın. Sonra hadi kendisi bakamadı, o il merkezinin zabıtası yok mu, adliyesi yok mu?” diye ortalık velveleye veriliyordu. 19 Eylül 1959 tarihli Ulus ise “Bir soru da benden: Bu gazeteye kim kâğıt veriyor” diye kışkırtıcılık yapıyordu.
Beklendiği üzere İleri Yurt ve Musa Anter aleyhine dava açıldı ancak olay yerelden ulusal düzleme taşmış, sanıkları savunmak için başka şehirlerden avukatlar gelmeye başlamış, mahkeme salonu ve adliye binasının önü miting alanına dönüşür olmuştu. Aynı şekilde Ankara ve İstanbul’daki Kürt asıllı lise ve üniversite öğrencileri heyecanla davayı izliyordu.
Musa Anter’in Sözleri
Musa Anter, Kürtçe yazıları sebebiyle defalarca soruşturmalar açılmıştır.
Yine Kürtçe ıslık çaldığı için soruşturma açan ırkçı savcının ”ne Kürtçesi Kürtçe diye bir dil yoktur toplasan 30 kelime anca vardır” sözüne Musa Anter ;
”Savcı Bey, bir tavuğun bile 30 çeşit gıdaklaması vardır. Siz nasıl koskoca bir halkın dilinin 30 kelime olduğunu söylersiniz! ” cevabını vermiştir.
Musa Anter’in yazdğı Kürtçe şiiri “Qimil / Kımıl” sebebiyle mahkeme salonunda Musa Anter’e Hakim “Ne diye Kürtçe yazıyorsunuz?” sorusuna Mua Anter:
“İstanbul’da Yahudiler, Rumlar ve Ermeniler gazete çıkarıyor. Ayrıca İngilizce ve Fransızca da gazeteler çıkıyor. Ben Kürtçe yazıyorum diye ne olacak?”Yargıç, “Efendim, onlar azınlık” diye cevap verir.
Bunun üzerine Musa Anter şöyle der:
“Yani bir memlekette azınlık, çoğunluktan daha mı üstündür? Eğer bir azınlık kadar hakkım yoksa ben böyle çoğunluğu ne yapayım? Lütfen karar verin ve beni de azınlık kabul edin!”
Yine Kürtçe Yazısından dolayı kendisini yargılayan hakime :
“Sayın hakim; Kürt olmayı ben seçmedim, gücünüz yetiyorsa beni Kürt olarak yaratanı yargılayın.” meşhur cevabı vermiştir.
Ayrıca Musa Anter Kürtler arasındaki çekişmeler için “Kafesteki tavuklar birbirini öldürür, dışarı çıkınca başına geleceklerden habersizlerdir” sözlerini de kullanmıştır.
Musa Anter’in Öldürülmesi
Kürt aydını, gazeteci-yazar Musa Anter, sevenlerinin deyimiyle Apé Musa, 20 Eylül 1992’de Kültür-Sanat Festivali için Diyarbakır’daydı. Gündüz festivale katıldı, kitaplarını imzaladı. Akşam Kadıköy şişman escort Seyrantepe Mahallesi’nde yeğeni gazeteci-yazar(şu anda Akp Mardin m.vekili) Orhan Miroğlu ile birlikte silahlı saldırıya uğradı. Anter öldü, Miroğlu ise şüpheli olarak yaralı kurtuldu.
Musa Anter’i katleden Jitem Örgütünün kurucusu olan Arif İzmit zayıf escort Doğan katıldığı bir programda ” Musa Anter’i yeğeni Orhan Miroğlu satmıştır” ifadesini kullanmıştır.
Musa Anter Ailesi AKP’den Mardin milletvekili adayı olan Orhan Miroğlu’na tepki göstererek, “Miroğlu, derin devletin yanında yer aldı ama halen Musa Anter’in kanından nemalanıyor” dedi.
Apê Musa’nın mezarı, Mardin ili Nusaybin ilçesine bağlı Akarsu Beldesi Eskimağara (Ziwingê) köyündedir.
Musa Anter’in hayatı Kürtlerin durumunu günümüze kadar en iyi açıklayan belge niteliğindedir adeta..
Musa Anter’in Eserleri
Birina Reş / Kara Yara (1959)
Qimil / Kımıl (1962)
Ferhenga Kurdî-Tirkî / Kürtçe-Türkçe Sözlük (1967)
Hatıralarım I (1991)
Hatıralarım II (1992)
Vakayiname (1992)
Fırat Marmara’ya Akar (1996)
Çinara Min (1999)
Musa Anter’in hayatının anlatıldığı İzmir sarışın escort Aydın Orak yönetmenliğinde çekilen filmi ”Asasız Musa” 3 Ekim 2014 tarihinde vizyona girmiştir Bkz: http://www.beyazperde.com/filmler/film-226133/