Osman Baydemir” Erdoğan Filistinli Çocuklara Ağlarken Kürdistanlı Çocukları Katlediyor”

TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın’ın yönettiği 2016 yılının ilk Genel Kurulu toplantısında HDP’nin sokağa çıkma yasakları boyunca yapılan operasyonlarda öldürülen sivillerin araştırılması için verdiği önergenin görüşülmesinde partisi adına söz alan Osman Baydemir, kürsüde konuşma yaptı. 

Osman Baydemir’in Filistinli ve Kürdistanlı Çocukları Açıklaması

HDP ile AK Parti sıraları arasında sözlü sataşmaların eşliğinde Baydemir, şu konuşmayı yaptı: “Ya Rabb’im bu zulmü bırakmayasın. Kana ne zaman doyacak bu toprak? Kana ne zaman doyacak bu coğrafya, bu iktidar, bu zulüm? Bu toplumun, bu halkın, insanlığın, vicdanın, ahlakın, imanın, İslam’ın, hangi değer derseniz deyin morga değil, yaşatmaya ihtiyacımız var. Bir kez daha, bir kez daha, bir kez daha inançla, ahlakla, vicdanla yapılanı görme zamanıdır. Şimdi, şu coğrafya içerisinde Cizre’de yaşanan, Silopi’de yaşanan, Sur’da yaşanan vahşet, Gazze’de yaşanan, Ramallah’da yaşanan, Halep’te yaşanan vahşetten hiçbir farkı kalmamıştır. Şimdi, ben size sorarım, şurada iki tane fotoğraf var, ikisi de bebek fotoğrafı. Bunu yapanın da Allah belasını versin, bunu yapanın da Allah belasını versin. Bunu yapanın da Allah onu yanına koymasın, bunu yapanın da Allah onun yanına koymasın. Başbakan bu fotoğrafa ağlıyor, hüngür hüngür ağlıyor ama bu fotoğrafın vesilesi oluyor; bu fotoğrafı, bu çocuğu, bu sabiyi ölümü gönderenin, politikanın şu anda sahipliğini yapıyor. Bu Filistinli bebe, bu da Kürdistanlı bebe. Bu Filistinli bebe, bu da Kürdistanlı bebe. Peki, ahlak, vicdan, din, iman hangi bebenin ölümüne seyirci kalmamızı bize emrediyor, bize izin veriyor?”

İŞTE GÜNDEME DAMGA VURAN O KONUŞMA

‘ŞEYH SAİD, DERSİM NASIL BU SORUNU ÇÖZMEDİYSE BUGÜN DE BU SORUN BU ŞEKİLDE ÇÖZÜLEMEZ’

“Artık, kadın öldürmekten, çocuk öldürmekten, sabi öldürmekten vazgeçin; bunun sonu yok.” diyen HDP’li vekil, “Şu anda yapmış olduğumuz bütün bu uygulamalar, tanıklık etmiş olduğumuz bütün bu uygulamalar, değil bin yıllık kardeşlik, bin yıl etkisi sürecek bir düşmanlığa doğru hızla bizi götürüyor. Hendek, barikat, direniş, bugün bu ölümlerin sebebi değil, bu politikanın bir sonucudur, müzakere masasını devirmiş olmanın yaratmış olduğu sonuçlardır. Tankla, topla, tüfekle öldürmekle ve ölmekle bu sorun çözülemez. Şeyh Said kıyamı nasıl çözmediyse, Dersim isyanı ve kıyamı nasıl bu sorunu çözmediyse bugün de bu sorun bu şekilde çözülemez.” diye konuştu.

‘BİZİMLE BİRLİKTE YAŞAMAK İSTEMİYORSANIZ ELİNİZİ YAKAMIZDAN ÇEKİN’

Osman Baydemir, sözlerini şöyle tamamladı: “Yegane bir yol vardır, o yol da behemehal aynı anda her iki tarafın şiddeti durdurması bir çatışmasızlık zeminine geri dönülmesidir. On günlük, on beş günlük bir çatışmasızlık zemini içerisinde bir kez daha masaya dönmenin, bir kez daha müzakereye dönmenin zeminini yaratmak durumundayız. Aksi takdirde bunun vebali hepinizin boynuna olacaktır. Bugün burada ben bu Meclis’e hitap ediyorum. Eğer ki bu Meclis işlemezse, eğer ki bu Meclis, Kürdistan’daki bu katliama sessiz kalmaya devam ederse, doğal olarak insanlar -çok açık söylüyorum- Birleşmiş Milletlere gidecektir, insanlar Lahey Adalet Divanı’na gidecektir, insanlarımız Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne gidecektir. Eğer ki bizimle birlikte yaşamak istemiyorsanız elinizi yakamızdan çekin. Bir kez daha söylüyorum, gelin beraber müzakereye geri dönelim. Gelin bu kıyıma, bu vahşete bir dur diyelim. İnsanlar cenazelerini defnedemiyorlar.”

Exit mobile version