Yıllardır bazı sözde Türk tarihçiler tarafından uydurulan;”Kürt Tarihi yoktur,Kürtçe diye bir dil yoktur,Kürdistan diye bişey yoktur,” Hatta daha ileriye gidilerek “Kürt diye bir millet yoktur” denilmiş ve Kürtlere dair ne varsa hepsini red edip inkar etmişlerdir.Günümüzde bile bu saçma sapan kalıplaşmış kafatasçı sözleri söyleyen bazıları vardır.
Ama gerçek şu ki Kürtler asırlardır,Tarihiyle Diliyle Kültürüyle var olmuştur ve ilelebet var olacaktır..
Kürtlerin Kurduğu Devletler ve Kısa Özellikleri
İşte Kürt Devletleri
Hasnaviler (Hasanveyh Devleti)(959-1121)
Hasneviler ya da (Arapça: حسنويون Hasnawiyün)
Hasnaviler حسنويون Hasnawīyūn |
||||
|
||||
Başkent | Sermaç | |||
Dil(ler) | Kürtçe | |||
Din | İslam | |||
Yönetim | Monarşi | |||
Hasnaeviler, 959-1121 yılları arasında Şehrizor, Dinaver,Hamedan, Nihavend ve Ahvaz bölgelerinde 162 yıl hüküm sürmüş Kürt Devleti.Hasneviler ya da Hasanveyhiler‘i Barzikaniler tarafından kurulmuştur.Devletin kurucusu Barzikani’lerin lideri Hasanveyh bin Hüseyin‘dir.Devletin baskenti, Bisulun Dagi´nin güneyine düsen Sermac sehri idi. Hasanveyh´in 979 yilinda ölmesi üzerine, yerine oglu Bedir gecti. Devletin sinirlari Bedir döneminde Ahvaz, Huristan, Berucerd ve Esadabad´in katilmasi ile genisledi. Bedir´e Abbasi halifesi tarafindan “Nasruddin” unvani verildi. Bedir 1015 yilinda öldürülünce yerine oglu Hilal gecti.Son hükümdar olan Tahir´in ölümü üzerine Hasnaviler (Hasanveyh) gücünü yitirerek son buldu.
Şeddadiler (951-1174)
Şeddadiler (Arapça: شداديون Shaddādīyūn) 951 Yılında Muhammed bin Şeddad tarafından Divin’de kurulmuştur. Kurucusunun isminden dolayı Şeddadiler veya Şadiler olarak anılmıştır.
Muhammed bin Şeddad Kürt aşiretlerinden Selahaddin-i Eyyubi’nin de mensup olduğu Revadiye aşiretinden olan Şeddâd, zamanına göre oldukça ileri düzeyde bir devlet teşkilatı tesis etti.
Şeddailer, Nahçîwan, Gence, Berba, Dubeyl, Beylekan, Demirkapı, Karabağ, Ani ve Duvin bölgelerinde 215-220 yıl hüküm sürmüştür.Şeddadiler ordusu 1020den itibaren Pakraduni Hanedanlığına ve Hazarlara karşı başarılı seferler düzenlemiş,ayrıca Gürcü, Ermeni, Bizans ve Ruslara karşı da mücadele etmiştir. 1047 ile 1057 yılları arasında Bizans ordusuna karşı savaşmıştır. Bundan sonraki senelerde Şeddadiler’in bölgedeki etkisi giderek küçülmüş.1072′de Anî ve Gence olmak üzere ikiye ayrıldı1067’ten itibaren Şeddadiler,Selçukluların işgaline uğramış ve 1174 yılında Selçuklular tarafından yıkılmıştır.
Şeddailerde Hükümdar İsimleri
Muhammed bin Şeddâd (951-971)
Ali Leşkerî-I bin Muhammed (971-978)
Merzubân bin Muhammed (978-985)
Fazl-I bin Muhammed (985-1031)
Ebü’l Feth Mûsâ (1031-1034)
Ali Leşkerî-II (1034-1049)
Anûşirvân bin Leşkerî (1049)
Ebü’l-Ensâr Şâvur-I (1049-1067)
Fazl-II bin Şâvur (1067-1073)
Fazl-III bin Fazl (1073-1075)
Ani Şûbesi:
Menûçihr bin Şâvur(1072-1118)
Ebü’l-Esvar-II Şâvur(1118-1124)
Fazl-IV bin Şâvur-II(1125-?)
Mahmûd(?-1131)
Hûşçihr(1131-?)
Şeddâd(?-1115)
Fazl-V(1115-1161)
Şâhenşâh(1164-1174
Siyasi başarılarının yanı sıra, Şeddâdiler imar ve kültür alanında da önemli eserler bıraktılar. Müslüman Kürt medeniyetine şahitlik eden bu eserler hala varlıklarını muhafaza ediyorlar.
Özellikle 18 yıl devletin başında kalan Ebu’l-Ensar Şavur, zamanında, birçok önemli tarihi yapıt tarihe mal oldu. Şavur döneminden günümüze kalan en önemli eserler, hala Gürcistan müzelerinde sergilenen Gence kapılarıdır. Ayrıca Aras nehri üzerinde bulanan Xudafer köprüsü yine Şeddadilerin hükümdarı Fazl zamanında inşa edilmiştir.
Revvadiler(955-1071)
Revvadiler,Güney Azerbaycan’da hüküm sürmüş Kürt devletidir.İlk başkentleri Erdebil iken daha sonraları ise Tebriz‘e taşınmıştır.
Ebülhica bin er-Revvad 955 tarihinde Erdebil merkezli Revvadiler devletini kurmuştur.
1054 yılında Sultan Tuğrul Bey‘in öncülüğünde Güney Azerbaycan‘a akın eden Büyük Selçuklu Devleti ordusu,Tebriz‘e kadar ilerlemiştir. Selçuklular karşısında zayıf düşen Revvadi hükümdarı Ebu Mensur Vehsudan, Tuğrul Bey‘in hâkimiyetini kabul etmiş ve adına hutbe okunmasını emredip, sultana değerli hediyeler vermiştir. Revvadi‘lerin varlığına Moğollar son vermiştir.
Revvadi Hükümdarları
Ebülhica bin er-Revvad
I.Memlan (988-1000)
II.Hüseyin (1000-1019)
Vahsudan (1019-1054)
Ebu Nasr II.Memlan (1054-1071)
Eyyûbîler
Eyyûbîler Devleti veya Eyyûbîler (Arapça: أيوبيون ‘ayyūbīyūn; 1171-1250, Hama’nın yerel yönetimi olarak 1348’e kadar), Zengi Devleti’nin komutanı olan Kürd lider Selahaddin Eyyûbî’nin kurduğu Sunni İslam Hanedanı’nın egemen olduğu Mısır’daki devletin adıdır.En güçlü olduğu dönemde Mısır, Suriye, Irak, Hicaz ve Yemen‘i egemenliği altında tutmuştur.
Fransız ve Bizans ordularının müşterek saldırılarına karsı büyük başarılar elde eden Selahaddin Eyyubi, İslam dünyasında kendisini büyük sempati duyulan, tam anlamı ile güçlü bir vezir ve önder durumuna geldi. 1171´de, varlığını 200 yıl sürdürmüş olan Mısır Fatımi halifeliğine son verdi. Hicaz, Yemen, Aden ve Mekke´yi aldı. Eyyubilerin buralardaki hâkimiyeti 50 yıldan fazla sürdü. Suriye Kralı Nureddin´in 13 Mayıs 1174´te ölmesi üzerine Selahaddin bir ordu ile Suriye´ye dönerek orayı da hâkimiyeti altına aldı. Bağdat´taki Abbasi halifesi, Mayıs 1174´te Selahaddin Eyyubi´nin krallığını kabul ederek fethettiği topraklardaki otoritesini tanıdı. Musul şehrini de alarak Musul Atabeklerine son veren Selahaddin, ülkesinin sınırlarını Fırat Nehri´ne kadar genişletti. Yukarı Mezopotamya´daki küçük beylikleri de hâkimiyeti altına alan Eyyubi İmparatorluğu´nun sınırları doğuda Dicle Nehri´ne, kuzeyde Ermenistan hudutlarına, güneyde Yemen´e, batıda ise Tunus´a dayanıyordu.
1187´de Kudüs şehrini Hristiyanların elinden aldı ve bu, İslam dünyasında ona büyük bir saygınlık kazandırdı. İslam´in Sünni öğretisiyle yetişen Selahhadin, kurduğu devletin resmi mezhebinin de Sünni olduğunu ilan etti. Dinde yaptığı reformlardan dolayı, adi Yusuf iken, dini ıslah eden anlamında “Selahhadin ” olarak değiştirildi. Eyyubiler döneminde pek çok Kürt yazar, sair, bilim adamı ve aydın yetişti. Izzeddin Ali, Mecdeddin Ebu Saadet, Ibnul Esir el Cezeri (Nasrullah ) bunlardan birkaçıdır.
Eyyûbîler Kürt Mü?
Eyyûbîlere Kürt, Türk Arap devleti denilmiştir. Ama yaygın görüş Eyyubilerin Kürt kökenli olduklarıdır. Öyle ki, El-Hazrecî’nin Eyyubileri anlatan eserinin ismi Târihu Devleti’l-Ekrâd (Kürd Devletinin Tarihi) ismini taşımaktadır.
Mervaniler(990-1085)
Mervânîler مروانيون Marwānīyūn |
||||
— Nasıruddevle — | ||||
|
||||
Başkent | Meyyafarkin | |||
Dil(ler) | Kürtçe
Arapça
|
|||
Din | İslam | |||
Yönetim | Monarşi | |||
Nasıruddevle | ||||
– 984-990 | Baz (Badh, Ebu Abdullah el-Hüseyin bin Dustak el-Harbukti) | |||
– 990-997 | Ebu Ali el-Hüseyin Mevran | |||
– 1010-1061 | Ebu Nasır Ehmed |
Mervânîler (Arapça: مروانيون Marwānīyūn Kürtçe MERWÂNÎLER ) Ebû Abdullah el-Hüseyn bin Düstek el-Bâz tarafından Meyyafarikin‘de (Silvan) kurulmuştur
10 ve 11. asırda Diyarbakır’da hüküm süren Mervânîler kurucusu Ebû Abdullah el-Hüseyn bin Düstek el-Bâz, onuncu asrın ortasından îtibâren Doğu Anadolu’da fetihlere girişti. İlk önce Erciş’i ve çevresindeki şehirleri aldı. Bâz, nüfuzunu kuvvetlendirerek, Büveyhîlerin hakimiyetindeki Diyarbakır ve Silvan ve Nusaybin’i ele geçirdi. Büveyhî nüfuzunun azalmasından istifâde ederek, 984 senesinde Şiî-Büveyhî sultânı Samsamüddevle Merzubanî’yi mağlûb edip Musul’u ele geçirdi. Bağdâd’ı almak istediyse de başaramadı ve Musul’u boşaltmak zorunda kaldı. 991 senesinde tekrar Musul’u ele geçirmek için harekete geçen Bâz, şehrin hâkimi olan Hamdânîler karşısında mağlûb oldu ve bu muharebede öldü.Bunun üzerine tahta çıkan Hasen bin Mervân,Hamdânîler ile mücâdeleye devam ederek onları iki defa mağlûb etti. Hasen bin Mervân, 997 senesinde Diyarbakır’da öldürülünce, yerine kardeşi Mumehhüdüddevle Sa’îd bin Mervân geçti. Sa’îd ile Ebû Nasr bin Mervân arasında mücâdele başladı. Ebû Nasr, 1011 senesinde Sa’îd’i zehirleterek ortadan kaldırdı ve Mervânî tahtına geçti.
1011’de hükümdar olan Ebû Nasr, elli seneden fazla hüküm sürdü. Mervânîlerin bölgedeki hâkimiyetini kuvvetlendirip refahını yükseltti. Abbasî halifeliğinin yüksek hâkimiyetini tanıdı. Devrin kuvvetli komşu devletlerinden Bizanslılar ve Fâtımîlere karşı istiklâlini korumak için maharetle iyi münâsebette bulundu. Ebû Nasr bin Mervân devrinde Diyarbakır, Silvan ve çevresindeki şehirlerin hayât seviyesi yükseldi. Kültür ve san’at eserleri meydana getirildi, İbn-i Mervân’ın elli senelik saltanatı sırasında hâkim olduğu topraklarda bir sulh ve asayiş devri yaşandı. Âlimler ve şâirler himaye gördüler. Mervânîlerin hâkim olduğu bölgede Şafiî mezhebi yayıldı.Ebû Nasr bin Mervân’ın ölümünden sonra ülke toprakları Nasır ve Sa’îd adlı oğulları arasında bölüşüldü. Böylece Mervânîlerin gücü zayıflamaya başladı. 1085 senesinde Selçuklu ordusu şiddetli bir çarpışmadan sonra bölgeyi ele geçirdi. Son Mervânî hükümdarı Mensur, 1096 senesinde ölünceye kadar Cezîret-i İbni Ömer’de (Cizre) yaşadı.
Malazgirt Savaşında Kürtlerin Varlığı ve Gerçeklerin İnkarı
Okullarda öğretilen kafatasçı Eğitim Sisteminde Kürtler göz ardı edilmiş Kürtlere yer verilmemiş veya Kürtlerin başarılarını başka milletlere atfedilmiştir.
1071 yılında Bizans İle Selçuklular arasında gerçekleşen Malazgirt savaşında Mervaniler 4 ile10 bin arası askerini Alparslan komutasına vermiş ve böylece Anadolu kapılarının Türklere açılmasında Kürtlerin rolü olmuştur.
Sıbt İbnu’l-Cevzî‘nin “Mir’atu’z-Zamân” kaynağında 10 bin, İbnu’d-Devâdârî‘nin “Kenzü’l-Durer” kaynağında ise Kürtlerden 4 bin kadar insanın katıldığını açıklamaktadır.
MAHABAD KÜRT CUMHURİYETİ
Mahabad Cumhuriyeti كوماری مهاباد Komarî Mehabad |
|||||
|
|||||
|
|||||
Ulusal marş Ey Reqîb |
|||||
Başkent | Mahabad | ||||
Dil(ler) | Kürtçe (resmi) Azerice (bölgesel) |
||||
Din | İslam | ||||
Yönetim | cumhuriyet | ||||
Cumhurbaşkanı | |||||
Başbakan | |||||
Yüzölçümü | |||||
– 1946 | 37437 km2 | ||||
Kürtlerin Yakın zamanda Kurduğu Kısa Ama Modern Cumhuriyet
Mahabad Cumhuriyeti (Kürtçe: كوماری مهاباد; Komarî Mehabad veya كومار کوردستانه مهاباد; Komara Kurdistana Mehabadê, Farsça:جمهوری مهاباد Jomhuri-e Mahābād) Ocak 1946 Qazî Mihemmed(Kadı Muhammed) tarafından Mahabad başkentli kurulmuş Kürt Devleti.Devletin sınırları Senendec, Uşnu,Miyandoab, Serdest, Bane, Sagiz şehirleri olmak üzere uzun bir coğrafyaya yayılmaktadır.
Qazî Mihemmed(Kadı Muhammed) 22 Ocak 1946’da Mahabad’da Çarçıra Meydanın’nda Mehabad Cumhuriyeti’nin kuruluşu ilan etti.
Aynı Gün Kürdistan Millet Meclisi(KMM) Kürtçe dili devletin resmi dili olarak kabul etti, aynı zamanda “Ey Raqib” ;Kürdistan Marşı ve bayrağı seçildi, bayrağın şekli de böyle idi: üstte kıırmızı, ortada beyaz, altta yeşil, onların üstünde de yirmibir köşeli, sarı bir güneş vardı.
Kürt Cumhuriyetinin Resmi dili Kürtçedir. Okullarda eğitim Kürtçe ders kitaplarıyla ve Kürtçe verilir.
Cumhuriyet ilan edildikten kısa bir süre sonra anayasa ve hükümet çalışmaları tamamlanarak 11 5ubat 1946’da 30 üyeli ulusal parlamento’nun ilk toplantısında Qazî Muhammed Cumhurbaşkanı seçilir.On üç üyeli Bakanlar Kurulu oluşturulur: Başbakan ve Bakanlar Kurulu Başkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Savaş Bakanı, Eğitim, Sağlık Bakanı, Dış işleri Bakanı, Ulaştırma Bakanı, Ekonomi Bakanı, Tarım Bakanı, Ticaret Bakanı, İç işleri Bakanı, Adalet Bakanı, Çalışma Bakanı, Haberleşme Bakanı gibi bakanlıklar oluşturulmuştur.
Genelkurmay Başkanlığına Mele Mustafa Barzani(Mesut Barzani’nin Babası) seçilir.
Qazî Mihemmed’in Parlemontuda yaptığı konuşma;
“Bugün Güney Kürdistan’da dalgalanan- Kürdistan bayrağıyla süslenmiş kürsüde yeminini eder: “Allah’ın büyüklüğü, Kuran-ı Kerim’in kutsallığı, ülkem ve bayrağım üzerine ant içiyorum ki, kanımın son damlasına ve son nefesime kadar, canımla ve malımla, özgürlük yolunda bayrağımızın göklerde dalgalanması için çalışacağıma söz veriyorum.”
Yapılan Yenilikler
Mahabad Cumhuriyeti kısa ömürlü olmasına karşın Modern Devlet esasına dayanarak birçok yenilik ve hizmetler gerçekleştirilmiştir.İşte onlardan Bazıları;
10 Ocak 1946′da yayın hayatına başlamış olan Kurdistan dergisinin yayına devamına ve Kurdistan adlı resmî bir gazetenin çıkarılmasına karar verildi.
Kürdistan Milli Meclisi, aldığı kararlar ile eğitim alanında iyileştirme kararı aldı ve genel ve zorunlu ilk öğretimi tesis eden yasalar çıkardı.
Fakir ailelerin çocuklarına para yardımı, giyecek ve ders kitapları verildi.Kültürel çalışmaların önemini vurgulayan meclis, ilk olarak iki Kürt şairin, Hejar ile Hêmen’in şiir kitaplarını devlet matbaasında bastırdı. Kısa bir süre içerisinde Kürt okulları kuruldu ve Kürtçe eğitime başlandı.
Hawar ve Hilale adıyla iki yeni dergi yayınlandı.10 Mart’ta ise Sovyetlerin göndermiş olduğu bir verici istasyonu ile Mehabad Radyosu yayın yapmaya başladı.
Kürt-Azeri ilişkisi
3 Mayıs 1946’da Mahabad Cumhuriyeti ile Bölgedeki diğer Cumhuriyet olan Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Milli Hükümeti arasında imzalanan anlaşmaya göre;
1. İki tarafın topraklarından her birine, tarafların her birinin temsilcileri gönderilecek,
2. Kürtlerin çoğunlukta olduğu Azerbaycan topraklarında Kürt yönetimi temsilcileri, Azerilerin çoğunlukta olduğu Kürt topraklarında ise Azeriler arasında temsilciler bulunduracak,
3. İki hükûmet, ekonomik sorunlarla uğraşacak olan bir Birleşik Ekonomi Komitesi oluşturacak.
4. Gerekli olduğu zaman karşıklı askerî yardım yapılacak.
5. İran hükûmetiyle her türlü görüşmeler, iki hükûmetin onayı alındıktan sonra yürütülecek.
6. Azerbaycan hükûmeti, kendi topraklarında yaşayan Kürtler için eğitim alanında girişimler örgütlemek amacıyla gerekli olan önlemleri almayı üstlendi. Kürt hükûmeti de kendi tarafından, İran Kürdistan topraklarında yaşayan Azerbaycanlılar için aynı girişimleri gerçekleştirme vaadinde bulundu.
7. İki halk arasında tarih içinde yerleşmiş olan dostluk ve işbirliği ilişkilerini bozma denemesinde bulunan ya da onların ulusal birliğine el uzatan, kim olursa olsun, iki halk tarafından cezalandırılacaktır.
Mahabad Cumuriyet’in Yıkılışı
17 Aralık’ta İran Şah yönetimi orduyu Kürt kentlerine göndererek işgal etti ve Mahabad Cumhuriyeti’ne son verdi. Kürt liderler gözaltına alındı ve 31 Mart 1947 tarihinde Cumhurbaşkanı Qazi Muhammed, Başbakan Hacı Baba Şeyh ve Savunma Bakanı Muhammed Hüseyin Han Seyfi Kadı, Qazi Muhammed’in kardeşi Sadri Qazi, amcasının oğlu Seyfi Qazi Çarçıra Meydanı’nda gizlice asıldı.
Mahabad Kürt Devleti Neden Kısa Süreli Oldu ?
Koohi-Kamali Devletin Çöküş Nedenini Şöyle anlatmaktadır;
”Öncelikle Kürt toplumunun ana özelliği olan kabile bölünmüşlüğü, merkezi hükümete karşı direnişin sonucunda Kürt Cumhuriyetinin kurulmasında rol oynadığı gibi bu cumhuriyetin yıkılmasına da sebebiyet vermiştir. Değişik kabileler, daha doğrusu bu kabilelerin liderleri arasındaki çatışma ve Bahçelievler şişman escort çekişmeler ulusal hareketin önünde önemli bir engel olmuştur. Bir veya birden çok kabilenin kendi çıkarları uğruna dış güçlerle iş birliği yapması Kürt tarihinde olağan bir haldir. İkinci iç sebep cumhuriyetin iyi örgütlenmiş ve politik deneyimine sahip güçlü yönetimden yoksun olması olgusudur.”
Yani kısacası Kürtler’in birlik olamaması ve Kürtlerin içinden hainlik yapıp düşmanlarla işbirliği yapmalarıdır. Bugün olduğu gibi Yine Kürtler birlik değiller ve düşmanlar Kürtleri Egemenlik altına kolayca alıyorlar..
Kürt Tarihinin İnkar Edilmesi
Günümüzde bazı Türk tarihçiler bu gerçeği her zamanki gibi Avrupa yakası zayıf escort inkar edip red etmektedir.Bize dayatılan okullarda öğretilen pohpohlanmış egosu yüksek Atatürkçülük Kemalist Eğitim sisteminde Kürtler yoksayılıp Türk Kürt kardeşliğine darbe vurmuştur.Türk Tarihinde,Kürt Teali Cemiyeti dışında Kürtlere yer verilmeyip,Kürt Teali Cemiyetini de kötü gösterip Kürt düşmanlığını açıkça göstermektedir.
Bazıları ise”Kürt Tarihi hani nerde geçiyor” gibi saçma sapan yorumlar yapmaktadır.Bu şekilde diyen arkadaşların ve okullarda öğretilen Türk tarihinde tabiki Kürt tarihi geçmiyor.İlerde Ana Dilde Eğitim gelir ve artık Kürtler kendi Tarihlerini öğrenirler..
KÜRTLER NEDEN TARİHİNE DÜŞMAN ?
Bu ırkçı kafatasçılar Osmanlı devletinin yıkılışından sonra İslam Tabeası yerine ırkçı kafatasçı sistemi getirenlerdir.Daha önceki yazılarımızda belirttiğimiz gibi,Cumhuriyet kurulduktan sonra Kürtlere zulümler başlamış,Atatürkçülük Türkçülük adı altında kafatasçı Eğitim sistemiyle Türk ve Kürt çocuklarına Kürtler düşman ettirilmiş ve Kürtlere dair ne varsa hepsini yoksaymış inkar etmişlerdir.Bugün Mezopotamya ve Anadoluda yaşayan Kürtlerin yarısı bu ırkçı Eğitim sistemiyle kendi özüne Avcılar sarışın escort benliğine düşman ettirilmiştir.Kürt oldukları halde Kürdüm dahi diyemiyorlar.Tarihini, Kültürünü bilmeyen Kürt nesiller yetişiyor.Kürtlük onlar için bişey ifade etmiyor,çünkü yıllardır beyinlerine türklük pompalanmıştır empoze edilmiştir.
Her Milletin olduğu gibi Kürtlerinde kendi tarihini,Dilini,Kültürünü öğrenmesi gerekir..