Öncelikle Kürt Sorunu dediğimiz olaya farklı şekillerde yaklaşanlar vardır.”Hak ve Özgürlükler meselesi yada terör meselesi” de denmektedir.Peki Kürt Sorunu gerçekte nedir? Kürt Sorunu bir ” Terör Sorunu” mu yoksa ”Hak ve Özgürlükler Sorunu” mu ?
Kürt Sorunu Nedir?
Kürt Sorunu dediğimiz temel olarak Cumhuriyet kurulduktan sonra ortaya çıkmış ve Kürt kimliğinin inkar edilmesi temel bağlamda hak ve özgürlüklerin kısıtlanması kültürel olarak Kürtçe’nin yasaklanması,daha da ileri gidilerek Kürt diye bir ırk yoktur noktasına gelinmesi ve bu politikalara karşı çıkan Kürtler’e devlet olarak şiddet yollarıyla bastırmaya çalışılması sonucu Kürtler’in de şiddete başvurup silahlanmalarıyla ortaya çıkan günümüze kadar süren ve sürmekte olan içinde birçok faktörü bulunanan temel olarak adına Kürt Sorunu dediğimiz bir olgudur.
Kürt Sorunu Ne Zaman Ortaya Çıkmıştır
Belirttiğimiz gibi Kürt Sorunu en belirgin olarak Cumhuriyetin ilk yıllarında başlamıştır.Osmanlı döneminde Kürtler Kurdistan Coğrafyasında Osmanlıya bağlı bir şekilde yaşamaktaydılar.Kürdistan’da Kürtler özerk bir yapı diyebileceğimiz bir yapı içinde yaşıyorlardı.Kürtler Osmanlıya bağlı olarak asker ve vergi vermekte ama kendi içlerinde serbest bir konumdaydılar.Osmanlı bugünkü Türkiye’nin aksine hak ve özgürlükler konusunda çok ilerideydi.Osmanlı, Kürtler‘in dilini kültürünü yasaklamamış inkar etmemiştir.Kanuni Sultan Süleyman’ın Fransa Kralı Fransuvaya gönderdiği mektupta bölge isimleri sayarken içinde Kürdistan‘ında geçmesi bunun en somut kanıtıdır.Kanuni örneğinde olduğu gibi Osmanlı’da Kürdistan Coğrafyası vardı bu terim kullanılıyordu.Günümüzde ”Kürdistan diye birşey yok olmadı” demek inkar etmek Kanuni’yide Osmanlıyıda inkar etmek demektir.Yani kısacası Osmanlı’da toplumun harcı İslamdı bir ırka dayalı değildir.Kürtler Müslüman oldukları için kendilerini İslam harcı olan bir yapı içinde bulunduklarından dolayı bir rahatsızlık duymamışlardır.Ondan dolayıdır ki Kürtler’de milliyetçilik zayıf kalmıştır.Ama Osmanlıdan sonra kurulan Türkiye Cumhuriyet’i etnik ırsak temellere dayandırdıkları için yani İslam harcından çıkılıp bir ırk harcına dönüştürüldüğü için doğal olarak Kürtler’de karşı çıkmış ve Kürt milliyetçilik damarı başlamıştır.
İşte Kürt Sorunu tamda bundan sonra başlamıştır.
Kürtler Kürt olarak kalmak istiyor.
”Burası Türkiye Kürtler Irak’a gitsin” benzeri cümleleri söyleyenlere cevap” Kürtler binlerce yıldır Mezopotamya topraklarında yaşıyorlar kendi topraklarındalar zaten.Ayrıca bu ülkeyi Türklü Kürtlü kurtarıldı yani kimsenin babasının toprakları değil .Sonuç olarak beraber ve eşit bir şekilde yaşamamız lazım”.
Pkk Kürt Sorununun Neresinde ?
Kürtler’e zulüm 1980’den sonra hat safaya ulaşmış ve Abdullah Öcalan önderliğinde kurulan Pkk Kürt tabanında yer bulmuş,devlet zulmünden bıkan Kürtler soluğu Pkk’de almışlardır.Kürtler’e edilen katliamlar zulümler dolayısıyla Kürt gençleri yıllardır dağa çıkmışlardır ve günümüzde de örgüte katılımlar sürmüştür.Dolayısıyla Pkk ve Kürt Sorunu birbiri ile entegreli iki sorundur.Bunu günümüzdeki devlet anlayışı da kabullenmektedir.Bildiğiniz gibi Kürt Sorunu çözmek için Pkk ile görüşmeler yapılmıştı.
Pkk Türkiye Amerika ve Avrupalı ülkeler dahil onlarca ülkede terör örgütü listesinde bulunmaktadır.
Kürt Sorununu Dış Güçler mi Yarattı?
Türkiye‘de klasikleşmiş tabulaşmış sözler ”Ülkemizi dış güçler bölmek istiyorlar aramızda nifak sokuyorlar,dış güçler bizi bölmek istiyorlar,dış güçlerin oyunu,Amerika ve İsrail’in oyunu” gibi sözlerle sürekli suçu başkalarına atma piskolojisi vardır.Evet dış güçlerin Türkiye üzerinde planları olmuştur ama her konuyu her sorunu dış güçlere atmak da mantıksızlıktır.
Kürt Sorunu da dış güçlerin oyunu değil bizim sorunumuzdur.Çünkü Kürtler’e katliamlar zulümler yapan Kürtçe’yi yasaklayan dış güçler değildi o zamanki devletti.. Kürt diye birşey yok diyen Amerika yada İsrail değildi o zamanki Devletti bu zulümleri yapan.Dolayısıyla”Vay efendim Kürt Sorunu yoktur bunu Amerika İsrail yapıyorlar bizi bölmek istiyorlar” klişesi bir saftatadan ve basit bir kara propagandadan ibarettir..
Kürt Sorunu Nasıl Çözülür
Geldik çözüme.Kürt Sorunu nasıl çözülecek? Kürt Sorunu’nun silahla şiddetle çözülemeceyiğini acı tecrübelerle gördük.Silahla şiddetle 30 yıldır çözülemedi 300 sene daha geçse yine de çözülmez.Bu kadar insanımızın ve kaynakların heba edildiği bu sorunu neden çözmeyelim? Neden canımızı ve paramızı heba edelim?
”Köklerini kazıyacağız,atom bombası atalım,Diyarbakır’ı Şırnak’ı haritadan silelim” diyenler tuzu kuru olupta bedelli parası olan evlat acısı çekmemiş olanlardır.
Peki Sorun Nasıl Çözülür?
Sorun,gasp edilen haklar ve özgürlükler ile çözülür.Kürtler’in haklı beklentileri var . Ana dilde eğitim başta olmak üzere yerel yönetimlerin güçlendirilmesi anayasada eşit vatandaşlık kavramı ..vs gibi talepleri vardır.Bu talepler hak verilsin noktasında değil zaten hak olan ama gasp edilen haklar iade edilsin noktasındadır.Bir Türk kendi için istediği bir şeyi din kardeşi dediği bir Kürt için de istemelidir.Gerçek kardeşlik budur.
Bu adımlar atıldığı takdirde bölüneceğiz korkusu yersizdir.Bu adımlar atıldığı zaman Kürtler’in aidiyet duygusu güçlenecektir.Asıl bölünme birbirimizi öldürmeye devam edersek olur.Her iki taraftan ölümler artmaya devam ederse aramızdaki uçurum da o derece büyür.
Ak Parti’nin Kürt Sorununu Çözme Çabaları
Kürt Sorunu’nu çözme noktasında en gerçekçi yaklaşan ve adımlar atan kuşkusuz Ak Parti olmuştur.
İlk defa 2009 yılında başlatılan Çözüm Süreci (diğer isimleriyle Demokratik Açılım,Kürt Açılımı,Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi) hayata geçirilmeye çalışılmıştır.
2009 yılında başlayan ve kesintilerle süren süreçte,Pkk‘nin silah bırakması ve hükümet tarafından ,Trt Şeş(Trt Kurdi) isminde devlet eliyle Kürtçe tv kanalı açılmış ve okullarda seçmeli ders olarak Kürtçe(Kurmanci) gibi adımlar atılmıştır.
Suriye İç savaşı başladıktan sonra Erdoğan’ın Suriyedeki Kürtler aleyhindeki politikaları ve IŞİD’e destek veriyor iddaları ile Çözüm Süreci duraklama dönemine girdi.Erdoğan’ın ”Bedeli ne olursa olsun Suriyede Kürt devletine izin vermeyiz” Suriyedeki Kürt yönetimi için”Onlar Terörist” gibi Kürt karşıtlığı sözleri ile hem Kürtler Ak Parti arasında hem de Çözüm Sürecinde bir güvensizlik ortamı oluştu.
Kobani’ye IŞİD saldırısında adeta sevinç umursamaz edasıyla Erdoğan’ın ”Kobani düştü düşüyor” demesi.”Onlar Terörist” deyip Amerika’nın Ypg’ye silah göndermesine karşı çıkarak Kobani’yi savunmasız bırakmak istemesi gibi Kürt karşıtlığı politikalarının hat safaya ulaşmış ve Türkiye’nin dört bi tarafında Kobani olayları( 6-7 Ekim Olayları” patlak verdi.Olaylarda onlarca kişi hayatını kaybetti.Bu noktada Çözüm Süreci de bitme noktasına gelindi.
Erdoğan‘ın oylarının düşmesiyle milliyetçi tabana oynaması” ne Kürt Sorunu ya ”diyerek hükümet ile Hdp arasında imzalanan Dolmabahçe Mutabakatı’nı yoksaymış ve aslında Çözüm Sürecini de bitirmişti.
İplerin kopması, 20 Temmuz 2015 tarihinde IŞİD’cilerin Rojavada bulunan Kürt şehri Kobani’ye oyuncak götüren SDGH’li gençlerin konuşma yaptıkları sırada patlatılan canlı bomba saldırısı sonrası Pkk ateşkesi bitirmesi ile Türk jetleri Kandil’e hava operasyonlarının yapılması ile ipler kopmuş ve Çözüm Süreci de bitmiş oldu.
Erdoğan‘ın” Çözüm Süreci buzdolabında” sözleri ile Çözüm Süreci rafa kaldırılmıştır.
Ak Parti‘nin 2009 yılındaki Çözüm Süreci yaklaşımı ile günümüdeki yaklaşımı arasında dağlar uçurumlar vardır.
Umarız Çözüm Süreci buzdolabından çıkarılır.Ama ısıtıp ısıtıp tekrar önümüze koymak için değil oy hesabı iktidar hesabı anlayışla değil gerçekten çözüm için yeniden başlatılıp Kürt Sorunu’nu barışçıl bir şekilde çözülür de herkes eşit onurlu bir şekilde yaşar..