Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kürt halkına ve HDP seçmenine açıkça hakaret ettiğini ifade eden HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, hükümete “Bırakın din istismarını, bırakın Kürt halkına düşmanlık yapmayı” diye seslenerek, “Gelin, ekonomiyi konuşalım” dedi.
HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, seçim sürecindeki gelişmelere dair HDP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
Oluç’un açıklamaları şöyle:
“Yerel seçim yapıyoruz, siz bir savaş yapıyor gibi hissediyorsunuz kendinizi” diyen Oluç, şöyle devam etti: “Bunları bir tarafa bırakın başka şeyleri konuşalım. Biraz evvel ekonomideki veriler açıklandı. Ekonomideki veriler böyle olduğu için siz bu din, bayrak istismarını, toplumu bölmeyi kutuplaştırmayı gerçekleştiriyorsunuz. Çünkü ekonomiyi konuşmaya başlasak ne diyeceksiniz? 2017’de yüzde 7 olan büyüme 2018’de yüzde 2,6’ya düşmüş. Sizin Orta Vadeli Program’da hedefiniz yüzde 5,5’ti, şimdi 2,6 olmuş. Yeni Ekonomi Programı’nda hedefiniz yüzde 3,8’di, şimdi yüzde 2,6 olmuş. Bunu konuşalım. 2018 son çeyrekte imalat sanayi yüzde 7.4 küçülmüş, bunu konuşalım. İnşaat sektörü yüzde 8,5 küçülmüş bunu konuşalım. 2018 son çeyrekte yüzde 3 küçülme olmuş, bunu konuşalım. Hane halkı tüketimi yüzde 9 düşmüş, bunu konuşalım. Yatırımlar yüzde 14 düştü, bunu konuşalım.”
“150 Bin Seçmeni İlgilendiren İşlem Yapıldı”
Seçmen kaydırma meselesinde “YSK’yi seçime şaibe bulaştırmaya ortak olma” şeklinde eleştirdiklerini hatırlatan Oluç, “Şimdi bu konunun ikinci aşamasına gelindi, sandık taşıma ve birleştirme meselesi. Bu konuda haberler ardı ardına gelmeye başladı. Bizim elimizdeki verilere göre şu anda toplamda 14 il ve 76 ilçede, yaklaşık 150 bin seçmeni ilgilendiren bir ölçüde taşıma ve birleştirme kararları alınıyor” diye konuştu. Oluç, bu illeri şöyle sıraladı: “Ağrı’da 6 ilçede, Batman 3 ilçede, Bingöl 6 ilçede, Bitlis 5 İlçe, Diyarbakır 7 ilçede, Hakkari 4 ilçe, Mardin 5 ilçede, Muş 5, Kars 1 ilçede, Dersim 8 ilçede, Siirt 5 ilçede, Şırnak 5 ilçede, Urfa 6 ilçede, Van 10 ilçede.”
“Seçim Güvenliği Ortadan Kalktı”
Birleştirme ve taşıma işlemleriyle seçim güvenliğinin ortadan kalktığını belirten Oluç, “Birleştirme ve taşıma kararlarıyla seçim güvenliği ortadan kalktı. Bunların gerekçesi aslında seçim güvenliğiydi. Oradaki idari amirlerin yaptığı açıklamalar Türkiye’nin köylerin güvenliğini sağlamadığını gösteriyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Bizim tespit edebildiğimiz kadarıyla, 40 binden fazla asker, polis, özel harekatçı taşıması yaptınız. Onlar oralarda oy kullansın ve seçim sonuçları değişsin diye. Şimdi de diyorsunuz biz bunları taşıdık ama köylerin güvenliğini sağlayamıyoruz. O zaman onları neden oraya taşıdınız? Birinci usulsüzlük bu. İkinci mesele ise sandık taşıma. Bu aslında iktidarın idareden doğrudan doğruya talebidir. Bu uygulama, iktidarın özellikle Kürdistan coğrafyasında seçimleri kazanabilmesi için idareden talep ettiği uygulamalarıdır” değerlendirmelerinde bulundu.
“Seçim Güvensizliği Karşısında Susmayın”
Oluç, seçim güvenliğinin tek başına HDP’nin sorunu olmadığını belirterek, bütün siyasi partilere şu çağrıyı yaptı: “AKP ve MHP’ye de söylüyoruz ama onların bu konuda siyasi etiğe uymayacaklarının farkındayız. Bütün partilere diyoruz ki seçmen taşıma ve sandıkları birleştirme ve taşıma meselesi seçim güvenliğini tamamen ortadan kaldıracak bir duruma gelmiştir. Bu konuda susmayın.” Oluç, YSK’nin de seçim güvenliğini ortadan kaldıran tutumundan vazgeçmesi çağrısı yaptı.
“Özgürlük Kendini Yönetmekle Başlar”
Oluç, kimi il ve ilçelerde HDP seçim afişlerinin toplatılmasına dair, “Elbette adaletsizlikler ve baskılar bunlarla sınırlı değil. Bazı billboardlarımız yasaklandı ve toplatılıyor. Üstelik ilçe binalarımıza baskın yapılarak bunları toplamaya çalışıyorlar. Siirt, Ağrı, Bitlis, Varto, Mardin’de billboardlarımız yasaklandı. Ne yazıyor yasaklanan bu billboardlarda? ‘Özgürlük kendini yönetmekle başlar’ yazıyor. Özgürlük kendini yönetmekle başlar lafını suç olarak görüyorlar ve toplatıyorlar” dedi.
Toplatma kararını verenlere tepki gösteren Oluç, “Kendilerini yöneterek değil yönetilerek özgür olduklarını sanıyorlar ama biz öyle düşünmüyoruz. Tarih boyunca da insanlar kendilerini yöneterek, kendileriyle ilgili kararlara katılarak özgürlükleri doğrultusunda adımlar atmışlardır. Bundan daha doğal, daha insani bir durum olamaz. Bunu yasaklayan Adalet Bakanlığı mensuplarına bir kez daha şunu söyleyelim; sizin özgür olmayan zihniyetiniz sizin taraflı ve bağımlı yargı anlayışınız gün gelecek, hukukun üstünlüğü bu ülkede sağlandığı zaman bunların hukuken hesabı birer birer sorulacak. Sizin zihniyetinize bizim söyleyecek sözümüz yok ama halk kendisini yöneterek, sadece bir bölgede değil ülkenin tamamında halk kendisini yöneterek, özgür olacaktır ve bu doğrultuda 31 Mart’ta adımlar atılacağı görülecektir” ifadelerini kullandı.
“Adalet Bakanlığı Seçim Çalışması Yapıyor”
Adalet Bakanlığı’na da tepki gösteren Oluç, “Dün yılların siyasetçisi bir dönem milletvekilliği yapmış Selim Sadak konuşma yapıyor ve konuşmadan hemen sonra gözaltına alınıyor, avukatlarıyla görüşmesi engelleniyor. Seçim çalışması sırasında türkü söyleyenler bile gözaltına alınıyor. Adalet Bakanlığı da seçim çalışması yapıyor bu sayede. Bunların hepsi seçim çalışmalarının iktidar açısından birer parçasıdır” dedi.
“TRT İktidarın Kanalı Olmuştur”
Oluç, TRT ile ilgili çıkan verilere dair, “Vergi verenler hakkını asla helal etmeyecektir. Cumhur İttifakı’na 53 saat boyunca yer ayrılmış. Millet İttifakı’na 6 saat 42 dakika lehte, 7 saat 8 dakika aleyhe. Yani aleyhte yayın, lehte yayından daha fazla. HDP ne oldu peki? HDP sıfır dakika, orada bir değişiklik yok” şeklinde eleştiri yaptı. Oluç, “Halkın kürsüsü ve kanalı olması gereken TRT, iktidarın kürsüsü ve kanalıdır” dedi.