HDP Parti Sözcüsü ve Urfa Milletvekili Osman Baydemir, Kerkük kentine asılan Kürdistan Bayrağıyla ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın yaptığı açıklamayı eleştirdi.
Baydemir, “Çok açık ve net söylüyoruz, Sayın Erdoğan‘ın Kerkük‘teki Kürt bayrağıyla ilgili beyanlarının kökeninde sadece ve sadece Kürt düşmanlığı vardır. Erdoğan‘ın Şırnak‘a bakışı neyse Kerkük‘e, Hewler‘e, Qamışlo‘ya bakış açısı da odur” dedi.
HDP ve DBP Diyarbakır’ın Çınar İlçesi‘nde 16 Nisan referandumu için düzenlediği etkinlige, HDP Parti Sözcüsü ve Urfa Milletvekili Osman Baydemir, Diyarbakır milletvekilleri Feleknaz Uca, Ziya Pir, Çınar Belediye Başkanı Ahmet Cengiz ve çok sayıda partili katıldı. Çınar‘da halka seslenen Baydemir, dün Suriye‘nin İdlib kentinde sivillere yönelik düzenenlen kimsal saldırıya sert tepki gösterdi.
Birleşmiş Milletler‘in saldırıyla ilgili derin bir soruşturma yapması gerektiğini anlatan Baydemir, şöyle konuştu:
“Suriye iç savaşının derinleşmesinin en büyük sebeplerinden bir tanesi de AKP hükümetinin Suriye savaşına su dökmek yerine, komşunun evindeki yangına su dökmek yerine, Kürt düşmanlığı politikasından dolayı benzin döktüğü için bu kadar büyük acılar yaşandı ve hala büyük acılar yaşanıyor. Çocukların, kadınların, sivillerin ölümlerine yol açan savaşa lanet olsun. Kim ki, komşusunun evindeki yangına benzin dökerse onlara lanet olsun. İdlib‘de kadınların, çocukların, masumların kimyasal silahla vurma suretiyle katledilmelerine tanık oluyoruz. Kimyasal silah kullanan zihniyeti Kürt halkı adına lanetliyoruz. Savaş çare ve çözüm değildir, yegane yol diyalogtur, istişaredir. Savaşın da bir ahlakı, hukuku vardır. Savaş hukukunu yerle bir eden bütün diktatörlerin canı cehenneme, onları lanetliyoruz. Halepçe‘de olduğu gibi, kimyasal silah kullanan bütün diktatörler ve zalimler gün gelecek mutlak suretle kendi zulümlerinin kurbanı olacaktır. Aynı zamanda o kimyasal silahı üretenler, o kimyasal silahları oraya gönderenler, o kimyasal silahın kullanma talimatını verenler kadar aynı suçun ortağıdır. Bu vesileyle Birleşmiş Milletler‘in soruşturmayı bu derinlikle ele almasının çağrısında bulunuyorum. Çağrımızı aynı şekilde Cizre‘yi, Şırnak‘ı yakanlar, Taybet Ana‘nın cenazesini sokakta bırakanlar, Miray bebeği katledenlerin günahı en az kimyasal silah kullananların günahı kadar ağır bir günahtır. Bir gün mutlaka bu coğrayada mahkeme kurulacaktır ve bu mahkemelerde yargılanacaklar. Adaletin hayat bulması için, savaşın sona ermesi için bu savaş paketine, Kürt düşmanı olan bu pakete hayır diyoruz.”
‘Hani Kürtler Senin Kardeşindi?’
Baydemir, Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın Kerkük‘e Kürdistan bayrağının asılması ile ilgili sözlerini hatırlatarak, şunları söyledi:
“Bir bakıyorsunuz, Diyarbakır‘da başka konuşuyorlar, Ankara‘da başka konuşuyorlar, Kayseri‘de, Trabzon‘da bambaşka konuşuyorlar. Hani Kürtler senin kardeşindi? Kürt halkı kendi sembolünü, değerini, kendi şehri olan Kerkük‘te astığı için, bunu bir tehdit ve şantaj aracı olarak Güney Kürdistan Hükümetine ve Kürt kardeşlerimize karşı kullanabiliyorlar. Çok açık ve net söylüyoruz, Sayın Erdoğan‘ın Kerkük‘teki Kürt bayrağıyla ilgili beyanlarının kökeninde sadece ve sadece Kürt düşmanlığı vardır. Erdoğan‘ın Şırnak‘a bakışı neyse Kerkük‘e, Hewler‘e, Qamışlo‘ya bakış açısı da odur.
Öyle bir polikita önümüze koymuşlar ki, eğer bu paket kabul edilirse, dönüp halka diyecekler ‘Şırnak‘ı, Nusaybin‘i yaktık, belediyelere kayyum atadık halk bizi destekliyor’. Yürüttükleri savaş politikaları yasallaştırılmış hale getirilecek. Yani bütün kirliliklerini, savaş suçlarını halkın eliyle meşrulaştırmanın aracı haline dönüştürecekler. Çok dilli, çok kültürlü, çok kimlikli bu coğrafyayı tek bir mezhebe, tek bir kimliğe indirgemek istiyorlar. Kulluk sadece Allah‘a yapılır. Allah dışındaki kulluk şirktir. Biz kulluğa, şirke hayır diyoruz.”